http://www.zaman.com.tr/ekonomi_kanser-hastasiyim-ihlas-parami-odesin_2214321.htmlhttp://www.zaman.com.tr/ekonomi_kanser-hastasiyim-ihlas-parami-odesin_2214321.html
ABDULKADİR CEMBEKLİ -RESUL CENGİZ
1 Mayıs 2014, Perşembe
Faaliyet izni 2001’de BDDK tarafından iptal edilen İhlas Finans, 75 bin mudiye 450 milyon dolar borcu hâlâ ödemedi. Mağdurlardan Halime Poslu, eşinin Almanya’da biriktirdiği 80 bin doları İhlas Finans’tan 14 yıldır alamamış. Üzüntüsünden kanser olduğunu belirten Poslu, “Ölmeden paramı versinler. Uzanlar gibi bunların da üzerine gitsinler.” diyor.
2001 yılında BDDK tarafından faaliyet izni iptal edilen İhlas Finans’ın 75 bin mudisi 450 milyon dolarlık alacağını hâlâ tahsil edemedi. 222 bin hak sahibini 676 milyon dolar ve 245 milyon EUROzarara uğratan kurum, birçok mudiye tek kuruş ödeme yapmadı. İhlas Holding, milyar dolarlık inşaat projeleri gerçekleştirmeye devam ederken, İhlaszedelerin mağduriyeti 13 yıldır giderilmedi. Denizli’nin Çal ilçesinde yaşayan Halime Poslu (67), 80 bin dolarının ödenmemesi sebebiyle üzüntüden kanser olduğunu, ölmeden parasını almak istediğini söylüyor.
Yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle 2001 yılında Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından faaliyet izni iptal edilen İhlas FİNANS’ın 75 bin mudisi 450 milyon dolarlık alacağını hâlâ tahsil edemedi. 222 bin hak sahibini 676 milyon dolar ve 245 milyon Euro tutarında zarara uğratan özel finans kurumunun, birçok mudiye tek kuruş ödeme yapmadığı ortaya çıktı. İhlas Finans’ın bağlı olduğu İhlas Holding, gelirlerini katlayarak artırırken ve milyar dolarlık inşaat projeleri gerçekleştirmeye devam ederken, İhlaszedelerin mağduriyeti 13 yıldır giderilmedi. Son olarak 50 bin mudi ile imzalanan temlik sözleşmelerinde BORÇ miktarı kağıt üzerinde göstermelik olarak 300 milyon dolar azaldı. Ancak, borcu devralan firmalar da ödeme yapmadı.
Denizli’nin Çal ilçesinde yaşayan 67 yaşındaki Halime Poslu’nun durumu, on binlerce İhlas Finans mudisinin yaşadıklarının özeti gibi. Halime Poslu, eşi Mahmut Poslu’nun Almanya’da çalışıp biriktirdiği 80 bin doların kendisine 14 yıldır ödenmediğini, yaşadığı üzüntü sebebiyle kanser olduğunu ifade ediyor. Poslu, koalisyon döneminde az da olsa ödenen parasının, AKP döneminde 1 lira bile ödenmemesine tepki gösteriyor. Ölmeden parasını almak istediğini vurgulayan Poslu, devlet yetkililerine yazdığı mektupların ve açtığı davaların derdine derman olmadığını belirtiyor. Dolandırıcılık gerekçesiyle birçok işadamının üzerine gidilmesine rağmen İhlas Finans’a bunun uygulanmadığını savunan Poslu, “Uzan’ın üstüne gittiler, nesi varsa aldılar. Bir de bunların üstüne gidin. 240 yerde mağazası olan adamın neresi batık? TGRT’si olan insanın neresi batık? İhlas Marmara Evleri var, Türkiye Gazetesi var.” diyor. Halime Poslu’nun makine mühendisi oğlu Gürsel Poslu da hükümetin İhlas Finans’ı koruduğu görüşünde: “Bunların TGRT’sinde bakanlar, milletvekilleri çıkıyor. Bize temlik sözleşmesi gönderdiler. Türkiye Gazetesi Ankara Bölge Temsilciliği yazıyor. ‘Paramın hepsini aldım.’ diye imza atmamızı istediler. İmza attırıp paranın üstüne yatmış olacaklar. Biz de imzalamadık.”
Varımı yoğumu ihlas’a yatırdım
Varımı yoğumu ihlas’a yatırdım
İhlas FİNANS mağdurundan biri de İstanbul Ümraniye’de küçük bir bakkal dükkanı işleten 70 yaşındaki Mustafa Ömür. İhlas Finans’a yıllar önce 70 bin lira yatırdığını ve bu parayla o günlerde 5 ev alınabileceğini belirten Mustafa Ömür, bugüne kadar tek kuruş ödenmediğini ifade ediyor. Geçmişte un, yağ ve şeker toptancılığı yaptığını ifade eden Ömür, işlerini büyütmek için varını yoğunu satarak parasını İhlas Finans’a yatırdığını, bu parayla büyük bir işyeri almayı planladığını kaydediyor. Ömür, ancak bankanın batması üzerine iflas ettiğini, şu anda 900 lira emekli maaşıyla geçindiğini ve oğlu ile 20 metrekarelik bir bakkal dükkanı işlettiğini belirtiyor. Ömür, “Açtığımız dava yedi yıldır devam ediyor. Bazen anlaşmak için kapımıza geliyorlar. Gayrimenkul projelerindeki daireleri ve devremülkleri bize piyasa değerinden 4-5 kat daha pahalı satarak borçlarını kapatmak istiyorlar. Ancak bu teklifleri kabul etmiyorum. Olur da bir gün paramı geri alırsam elimi bile sürmeyeceğim. Zekat olarak bağışlayacağım.” diyor. O dönemde 23 bankanın battığını ve bu bankalardan 22’sinde parası olanların mağduriyetlerinin giderildiğini ifade eden Ömür, “Diğer bankalara yapıldığı gibi İhlas Finans’a da TMSF el koysaydı bu mağduriyetler yaşanmazdı.” ifadelerini kullanıyor. Bir diğer İhlas Finans mağduru da, Mustafa Ömür’ün tayini çıktığı için evini satarak parasını bu finans kuruluşuna yatıran polis memuru arkadaşı. Parasını alamadığı için tayin olduğu şehirde kiraya çıkan polis memurunun bir zaman sonra 4 yaşındaki çocuğu hastalanmış. Hasta olan çocuğunu ameliyat ettirmek için parasının bir kısmını geri isteyen polis memuruna banka yetkilileri olumlu cevap vermemiş. Ameliyat için gerekli para bulunamayınca polis memurunun çocuğu vefat etmiş.
Milyarlık projeleri nasıl yapıyorlar?
İhlas Finans’a yatırdığı 100 bin doları 13 yıldır tahsil edemediğini belirten Fatma Şirin ise İhlas Holding’in büyük inşaat projelerini hangi paralarla yaptığını soruyor. Şirin, “Milyar dolarlık işler yapmaya devam ediyorlar. Borçlarını ödeyecek durumları yoksa bu projeleri hangi paralarla yapıyorlar? Biz evimizi, işimizi kaybederken buna sebep olanlar varlık içinde yaşıyor.” diyor. 16 bin dolar alacağını tahsil etmek için BORÇdevri sözleşmesi imzaladığını anlatan Adnan Tilki de borcu devralan şirketin ilk 6 ay ödeme yaptıktan sonra 2 yıl boyunca ödeme yapmadığını belirtiyor. Sözleşmedeki 5 yıl boyunca haciz yoluna başvurma yasağından dolayı bu yola başvuramadığını belirten Tilki, parasını alma ümidiyle temlik sözleşmesi imzalayarak borcu farklı bir şirket devretmesine rağmen parasını alamadığını ve ikinci kez mağdur edildiğini söylüyor.
Varımı yoğumu ihlas’a yatırdım
İhlas FİNANS mağdurundan biri de İstanbul Ümraniye’de küçük bir bakkal dükkanı işleten 70 yaşındaki Mustafa Ömür. İhlas Finans’a yıllar önce 70 bin lira yatırdığını ve bu parayla o günlerde 5 ev alınabileceğini belirten Mustafa Ömür, bugüne kadar tek kuruş ödenmediğini ifade ediyor. Geçmişte un, yağ ve şeker toptancılığı yaptığını ifade eden Ömür, işlerini büyütmek için varını yoğunu satarak parasını İhlas Finans’a yatırdığını, bu parayla büyük bir işyeri almayı planladığını kaydediyor. Ömür, ancak bankanın batması üzerine iflas ettiğini, şu anda 900 lira emekli maaşıyla geçindiğini ve oğlu ile 20 metrekarelik bir bakkal dükkanı işlettiğini belirtiyor. Ömür, “Açtığımız dava yedi yıldır devam ediyor. Bazen anlaşmak için kapımıza geliyorlar. Gayrimenkul projelerindeki daireleri ve devremülkleri bize piyasa değerinden 4-5 kat daha pahalı satarak borçlarını kapatmak istiyorlar. Ancak bu teklifleri kabul etmiyorum. Olur da bir gün paramı geri alırsam elimi bile sürmeyeceğim. Zekat olarak bağışlayacağım.” diyor. O dönemde 23 bankanın battığını ve bu bankalardan 22’sinde parası olanların mağduriyetlerinin giderildiğini ifade eden Ömür, “Diğer bankalara yapıldığı gibi İhlas Finans’a da TMSF el koysaydı bu mağduriyetler yaşanmazdı.” ifadelerini kullanıyor. Bir diğer İhlas Finans mağduru da, Mustafa Ömür’ün tayini çıktığı için evini satarak parasını bu finans kuruluşuna yatıran polis memuru arkadaşı. Parasını alamadığı için tayin olduğu şehirde kiraya çıkan polis memurunun bir zaman sonra 4 yaşındaki çocuğu hastalanmış. Hasta olan çocuğunu ameliyat ettirmek için parasının bir kısmını geri isteyen polis memuruna banka yetkilileri olumlu cevap vermemiş. Ameliyat için gerekli para bulunamayınca polis memurunun çocuğu vefat etmiş.
Milyarlık projeleri nasıl yapıyorlar?
İhlas Finans’a yatırdığı 100 bin doları 13 yıldır tahsil edemediğini belirten Fatma Şirin ise İhlas Holding’in büyük inşaat projelerini hangi paralarla yaptığını soruyor. Şirin, “Milyar dolarlık işler yapmaya devam ediyorlar. Borçlarını ödeyecek durumları yoksa bu projeleri hangi paralarla yapıyorlar? Biz evimizi, işimizi kaybederken buna sebep olanlar varlık içinde yaşıyor.” diyor. 16 bin dolar alacağını tahsil etmek için BORÇdevri sözleşmesi imzaladığını anlatan Adnan Tilki de borcu devralan şirketin ilk 6 ay ödeme yaptıktan sonra 2 yıl boyunca ödeme yapmadığını belirtiyor. Sözleşmedeki 5 yıl boyunca haciz yoluna başvurma yasağından dolayı bu yola başvuramadığını belirten Tilki, parasını alma ümidiyle temlik sözleşmesi imzalayarak borcu farklı bir şirket devretmesine rağmen parasını alamadığını ve ikinci kez mağdur edildiğini söylüyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder