15 Mart 2015 Pazar

İHLAS FİNANSIN 70 BİN İNSANI MAĞDURİYETİ, AHI YETMİYOR BİR DE UTANMADAN MANŞET ÇAKIYOR



İHLAS FİNANSIN 70BİN İNSANI MAĞDURİYETİ, AHI YETMİYOR BİRDE UTANMADAN MANŞET ÇAKIYOR
BİR UTANMAZ YÜZ Kİ SORMAYIN
Rotahaber-İhlas Finans'a el konulmasından bir süre sonra kurulan ve 2002 yılı 3 Kasım seçimlerinde AK Parti'nin iktidara gelmesi ile on binlerce İhlas Finans mağduru için de kara günlerin başlangıcı oldu. İhlas Finans'ın Genel Müdürlüğü'nü yapmış olan Ali Coşkun, yeni kurulan hükümette Sanayi ve Ticaret Bakanı olarak görev üstlendi. Ülke için büyük umut vaat eden yeni hükümet, ne yazık ki İhlas Finans mağdurları için umutsuzluğun kaynağı oldu.
222 bin kişiyi dolandıran bir kuruluş var orta yerde. Türkiye'de faizsiz finans sistemini bitme noktasına getiren finans şirketinin utanmaz yöneticileri, şimdi iktidar eliyle zorla batırılmaya çalışılan ama bir türlü batırılamayan bir banka hakkında demediklerini bırakmıyor.
Az çok günlük gazeteleri okuyan, televizyonlarda bir miktar haber seyretme alışkanlığı olan herkesin bildiği olaydan söz ediyorum.
Türkiye, kendi bankasını batırma olayını ilk onların yaptığı yöntemlerle tanıdı. 31 Aralık 2001 tarihi itibariyle topladığı mevduatın yüzde 90'ından fazlasını kendi grubunun bayilerine kredi olarak dağıtan finans grubunun yaptığı bu hukuksuzluklar, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) raporları ile ortaya kondu.
Bu tablo üzerine BDDK da 10 Şubat 2001 tarihinde bu mevduatı bir tür hortumlanmış finans kurumuna el koymak durumunda kalmıştı.
Evet. İhlas Finans'tan söz ediyorum. Tasfiye edilmesi kararı alındığında tablo tam bir facia idi. 222 bin 298 hak sahibi vardı orta yerde. 676 milyon dolar ve 245 milyon Euro borç bırakmıştı.
Şirketin bağlı bulunduğu grubun yaptığı usulsüzlükler yüzünden on binlerce insan mağdur edildi. Paralarını güvenli bir adrese teslim ettiğini sananlar, yıllar boyunca süründüler.
Ağustos 2014 sonu itibariyle (güncel güvenilir bir rakama ulaşamadım) 70 bin insan, 450 milyon dolar tutarındaki parasını alabilme mücadelesi veriyor.
İhlas Finans Mağdurları Derneği Hukuk Danışmanı Fatma Şirin ve İhlas Finans Mağdurları Derneği Başkanı Hadi Sakioğlu, 14 yıldan bu yana hem hukuki hem de siyasi alanda verdiği mücadelede seslerini duyurmaya çalışıyorlar.
İHLASZEDELER İÇİN ASIL KARA GÜN 3 KASIM 2002'DE BAŞLADI
İhlas Finans'a el konulmasından bir süre sonra kurulan ve 2002 yılı 3 Kasım seçimlerinde AK Parti'nin iktidara gelmesi ile on binlerce İhlas Finans mağduru için de kara günlerin başlangıcı oldu.
İhlas Finans'ın Genel Müdürlüğü'nü yapmış olan Ali Coşkun, yeni kurulan hükümette Sanayi ve Ticaret Bakanı olarak görev üstlendi.
Ülke için büyük umut vaat eden yeni hükümet, ne yazık ki İhlas Finans mağdurları için umutsuzluğun kaynağı oldu.
İhlas Grububünyesinde çıkan Türkiye gazetesi, yeni iktidara hiç kimsenin vermediği kadar destek vermeye koyuldu. Türkiye gazetesi öyle bir destek veriyordu ki, AK Parti'nin Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı döneminde kurdurduğu bilinen Yeni Şafak bile o kadar pespaye destek vermekten imtina ediyordu.
Türkiye gazetesinin, kayıtsız şartsız desteğinin altında, İhlas Grubu'nun "Gidene ağam, gelene paşam" politikasının da etkisi vardı elbet. Lakin ondan daha önemlisi, iktidara borçlarını olabildiğince ertelettirebilme çabası vardı.
İhlas Grubu, hükümetten, beklediği destekten daha fazlasını buldu. Yimpaş, Kombassan gibi holdinglerin mağdurlarının yaralarına merhem olacak bir adım atılmadığı gibi, İhlas Finans'ın sahiplerine ise yeni imkanlar tanındı.
TOKİdesteğiyle inşaatçılık yapmasının önü açıldı. "Al inşaat yap, elde ettiğin karla paralarını öde" denilerek projeler verildi. Ne yazık ki İhlas Grubu, elde ettiği gelirle, daha karlı alanlarda yatırımlar yapma yoluna gitti.
Çok mutebermiş gibi İhlas Grubu'na bağlı şirketlerin borsaya kote olmasına fırsat tanındı.
İhlas Grubu'nun Amerikan vatandaşı patronu, 70 binden fazla insanın ahı hâlâ sırtında iken şimdi bir utanmazlığa daha imza attı.
İktidar eliyle batırılmaya çalışılan ve mudilerinin sahip çıkması ile sermaye yeterlilik rasyosunda Türkiye'nin en güçlü üç bankasından biri, aynı ölçümlemeye göre en güçlü faizsiz kuruluşu olan Bank Asya'nın başına getirilenler üzerine bu utanmaz ekip, yüz karası bir manşetle okuyucularının karşısına çıktı.
Türkiye gazetesi, dün okuyucularının karşısına TMSF adına yapıldığı söylenen "Batıyordu el koyduk" manşetini attı.
Oysa ortada TMSF tarafından el konulması söz konusu değil. Hukuksuz bir şekilde yeni yönetim atanması durumu var. Yeni yönetim atanmasının gerekçesi de "batma tehlikesi" değil, "şeffaflık kurallarına uymama" durumu.
BDDK, İSTESEYDİ O BİLGİLERE 3 GÜNDE ULAŞABİLİRDİ
Yani BDDK, 185 hakim ortağın ikametgah ve savcılık bilgileri gibi gerekli evrakları Ocak 2015 sonuna kadar tamamlamama gerekçesiyle duruma müdahale etmesi durumu var. Oysa gerekçe gösterilen 18. maddenin 5. fıkrasındaki istenen belgelerin müeyyidesinin ne olduğunu el konulan 23 bankaya bilirkişilik yapan Prof. Dr. Abdurrahim Karslı açıkça anlatıyor. Karslı, bunun müeyyidesinin para cezası olduğunu söylüyor.
Kaldı ki, BDDK talep ettiği savcılık kağıdı ve ikametgah ilmuhaberi gibi belgelerdeki bilgileri eğer istese idi 3 gün içinde bütün bilgilere ulaşabilirdi. 185 üyenin isimleri ve TC kimlik numaraları ellerinde bulunuyordu. Tabii amaç üzüm yemek değil.
Kendi elleriyle batırdıkları İhlas Finans'ın ortaya çıkardığı on binlerce mağduru sokağa terk eden bu utanmaz yüzler, iktidarda bulunanların intikam amacıyla zorla batırmak istedikleri Bank Asya'nın bu duruma düşürülmesine alkış tutuyorlar.
Bir tarafta kendi yaptıkları özel operasyonla baknasını batıran bir patronun mağdurlara kulaklarını kapatıp gözlerini yumması, mağdurların öfke ile seslerini duyurmaya çalışması, öte yanda ise "Bankamı batırmayın, gerekiyorsa ben bankama daha fazla para yatırayım" diyen insanlar.
Maalesef, bankasını batıranların makbul, bankasını sapasağlam ayakta tutanların tu kaka yapıldığı bir ülke burası. Malum zatın tabiriyle "Yeni Türkiye".
Merhum dayımın, "kara günler için" diye İhlas Finans'ta parası gittiğinde söylediği sözleri biraz bugüne adapte edip son sözü söylemek istiyorum:
"Allah utanacak yüz ve korkacak kalp vermeyince kul ne yapsın."
Ünal TANIK / Rotahaber
unaltanik@rotahaber.com
unaltanik@gmail.com
Twitter: @tanikunal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder